P(i)ç Etmeden Müziği

 Kendimi “yok saymak, yerine başkayı koymak” adına dinlediğim sayısız şarkıyı hatırlarken, dönemin belleğini gözden geçirmek ne de neşeli olabiliyor; hele ki bir de, o şarkının hangi anıya, deneyime denk geldiğini anımsamıyorsam.  Bir anda sayısız dinleme eylemi, deneyimi hatırlamaya yönelik başka anlık harekete dönüşebilme gücüne erişiverir. Şarkıyı mı; bana anımsattıklarını mı; güfteyi sevdiğimi mi ayırt edemeyecek"P(i)ç Etmeden Müziği" yazısının devamını oku

Hepimiz Aynı Kamyondayız

Sırrı Süreyya Önder ve Muharrem Gülmez'in yönettiği 2006 yapımı Beynelmilel filmi, müzik, halk kültürü ve politika arasındaki ilişkileri “enternasyonal” bir açıdan işler. Filmin ana konusunu oluşturan gevendeler (yerel müzisyenler), yasadışı ilan edilmiş sazlı sözlü eğlenceyi, pavyonlar kapatıldığından dolayı, kamyonlarda düzenlemeye başlar. İhtilal nedeniyle dönüşen her toplumsal alandan müzik de eğlence de nasibini almıştır. Öyle ki;"Hepimiz Aynı Kamyondayız" yazısının devamını oku

Anadolu Pop’tan Anadolu Rock’a Kısa Bir Söyleşi

Ben bu etkinliğin sohbet olarak ilerlemesini isterim. Çünkü konumuz müzik. Evde otururken bir şarap açıp da konuştuğumuz kadar doğal olmasını temenni ederim. Bu sohbetlerde birileri şenliğine şenlik katarken,  diğerleri dertlenebilir ya da politik bir coşkulanma deneyimi ortaya çıkabilir. Bugün Cem Karaca’nın doğumgünü. Hem kendisinden hem de birçok konudan bahsedebiliriz. Ne konuşacağımıza sizlerin katkılarıyla karar verebiliriz."Anadolu Pop’tan Anadolu Rock’a Kısa Bir Söyleşi" yazısının devamını oku

Türkçe Rap Üzerine Söyleşi

Son dönemde herkesin dilinde olan Türkçe rapte neler olduğunu, rap müziğin günümüzde aldığı formu, ana akımlaşmasını, popülerleşmesini ve geleceğini sosyolog Tunca Arıcan ile konuştuk.  Hacettepe Ankara Devlet Konservatuvarı Müzikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Tunca Arıcan’la Türkiye’de yükselen rap müziğin dününü, bugününü ve geleceğini konuştuk. İlk şarkıların 1990’lı yılların başında Almanya’da üretilmeye başlandığı Türkçe rap, 1990’ların"Türkçe Rap Üzerine Söyleşi" yazısının devamını oku

Ulus Baker ve “Müzik Üstüne”

Ulus Baker’i kaybedeli on yıl olmuş. Geçen bu sürede bizleri hafifleten, onun külliyatı üzerine hala çalışılıyor, tartışılıyor olması... Ders notlarından, ufak karalamalarına kadar birçok metin bizlerle buluştu bu on yılda.[i] Ulus Hoca denilince akla Spinoza ve sinema gelse de kendisi aynı zamanda “etkin” bir müzik dinleyicisi ve düşünürüydü. Bilindiği gibi, Theodor Adorno müzik dinlemeyi edilgen"Ulus Baker ve “Müzik Üstüne”" yazısının devamını oku

Simayen Biliyorum da Beşer’den Dinlesem Tanırım

Murat Beşer, müzik sevdalıları, emekçileri üzerine bir kitap yazmış; müzik dinlemeye de çok yakışan bir kitap. Müzik derken de öyle az buz meselelerden bahsetmiyoruz. Embyro’dan Zen’e, Grup Çığrışım’dan Bolt Thrower’a… Kendisi de zaten şöyle diyor: “Okuyucu kitapta geçen müzik parçalarını derlerse, kitabı bitirince keşfedebileceği ciddi bir  listeye sahip olur.” Anlatılar esnasında, Carcass dinlerken gülümseyebilir, Judas"Simayen Biliyorum da Beşer’den Dinlesem Tanırım" yazısının devamını oku

Müziğin Toplumsal Hafızadan Dijital Hafızaya Yolculuğu

Toplumsal hafızanın zaman içerisinde sözlüden yazılıya, el emeği göz nurundan yapay zekâya geçişi ile ses kayıt teknolojilerinin hikâyesindeki silindirlerden sayısala, sayısaldan plaklara geçişi gibi çetrefilli. Aristo’nun “tekhne” yolcularından, şuurlarımızın salınımı, hafızalarımızın kurcalayıcı ve de kurgulayıcı aktörlerinden biri ise müzik.  Müziğin kökenine dair tartışmalar hala açıklık barındırmayan bilgiler içermeye devam ediyor. Darwin için üremenin sesi ise"Müziğin Toplumsal Hafızadan Dijital Hafızaya Yolculuğu" yazısının devamını oku

Müziğin Öte Yanı Sükûnet

2012 yılında Can Bonomo, Bakü'de düzenlenen Eurovision Şarkı Yarışması'nda Türkiye'yi temsil etmek üzere TRT tarafından seçilmişti. “Love Me Back” (1) isimli şarkısının tanıtımının yapılmasının hemen ardından ise olaylar tüm “nefretiyle” patlak vermişti. “Türkiye’yi bir Musevi temsil edecek!” başlığı atan birtakım gazeteler tartışmaların fitilini ateşlemişti.  Bu vahim nefret patlamasının hemen dibinde ise birtakım pop müzik müzisyenleri,"Müziğin Öte Yanı Sükûnet" yazısının devamını oku

Resiflere ve Yeraltına Açılan Kapılar

Bazı müzik türleri için etkin dinleme eyleminin tek başına gerçekleştirilmesi ya da en azından kolektif olarak yapılacaksa da türün takipçilerinin ve meraklılarının eyleme etkin olarak dâhil olmaları gerektiğine inanırım. Her çalan şarkıda konuyla alakası olmayan birisinin gıybet işine girişmesi pek de müzik dinleme etkinliğine uygun düşmüyor bence. Eğer ortam dedikodu ortamı ise “sağduyu” hakim olacak"Resiflere ve Yeraltına Açılan Kapılar" yazısının devamını oku

Ölüm Her Aralık’ta…

Aralık ayları, 2001 yılından bu yana metalciler tarafından DEATH grubunun kurucusu Chuck Schuldiner’ı anma zamanı olarak taçlandırılır. Metal müziğin varolabildiği hemen her yerde O’nu anma konserleri düzenlenir, besteleri farklı gruplar tarafından yorumlanır ve Death Metal’in ihtişamlı günlerinin hatırına mosh pit’e girilir. Herhangi bir müzisyenle kurduğunuz manevi ve yoğun duygusal bir ilişkiniz yok ise bu dediklerimin"Ölüm Her Aralık’ta…" yazısının devamını oku

Kaos’un Kutsal Kitabı (Caraco)

[...] Fikirler insanlardan daha canlı olduğundan, fikir­lerle yaşar insanlar ve onlar için ölürler gıklarını çı­karmadan. Oysa, tüm fikirlerimiz katildir, hiçbir fi­kir nesnelliğin, ölçünün ve tutarlılığın yasasına uy­maz, ve bizler, bu fikirleri sürdüren bizler, otomatlar gibi yürürüz ölüme. Önce gençlerimiz ölecek, onlar kendilerinin ritüel kurban olduklarını biliyorlar, on­lar evreni anlamdan yoksun diye yargılıyorlar, onla­rı onaylamazlık edemeyiz,"Kaos’un Kutsal Kitabı (Caraco)" yazısının devamını oku

Sahibini Arayan Öfke

Öfke, sükûnet gibi sahibine maliyeti olan bir duygu değil; öfkenin faturası çoğunlukla ötekiye kesilir. “Dışavurma” ediminin hem zihinsel hem de fiziksel anlamlarını üzerinde taşımayı hak eden en “gerçek” hislerin ise başında geliyor. Durdurulması esnasında kimi zaman tehlikeli ya da dönüştürücü olduğunda kollanması gerekliliği ise cabası. Grup Yorum’un ‘Gazi Marşı’nda “Gazi’nin yoksul kondularından aktık öfkeyle sokaklara”"Sahibini Arayan Öfke" yazısının devamını oku

Ne TRT Ne Deklanşör!

Uzun bir aradan sonra, biraz da can sıkıntısından, eski fotoğraflarımı karıştırdım. Baktıklarımda ölen birisi olmadığında, ne akan suya, ne duran manzaraya ne de sıradanlığa gözlerim takıldı; sadece kendime. Yetişkin olduğumu hissettirenler kadar yaşlandığımı yüzüme vuranlar da çıktı. Fakat zihnimde canlanan tek düşünce kaybettiklerimiz olmadıkça her fotoğraf sadece sıradan kronoloji biraz da foto-biyografi. “En kutsalda” –bugünde,"Ne TRT Ne Deklanşör!" yazısının devamını oku

Bana Bir Şarkı Verin Masayı Yerinden Oynatayım…

2014 yılında kendimi “iyi” hissettiren müzikler oldu; en az “kötü” hissettirenler kadar. Beni iyinin ve kötünün ötesinde bir yerlerde köşeye sıkıştıranlar ise hepsinden de güçlüydü. “Sanat dünyalarının” birlik duygusuyla yüceleşen birçok müzik eşliğinde güzel şaraplarla sarhoş oldum. Yeniyi ararken, beslendiğim sanat dünyalarının “sıradan” yoldaşları oldu. Bu yoldaşlar bazen Youtube’un müdavimleri idi bazen de ise kulak"Bana Bir Şarkı Verin Masayı Yerinden Oynatayım…" yazısının devamını oku

Ustalar Aynayla Kapışır, Çıraklar Balonla Kaynaşır

Dün gece bileklerimi kestim, biteviye kan aktı; izledim. Yakın zamanda güle oynaya yapılmış salonumun zeminine ılık kanım aktı, izlerken keyfi ise başkaydı. Ne öyle ahım şahım kırmızıydı, ne öyle sağlık emekçisi denilince bozulan hemşirenin[i] damarımdan çektiğine benzeyen, ne de şarabımla dinlediğim black metal şarkısındaki gibi kutsal dışı. Sıradan kırmızı, “ölümlü” ben. Ölüme meydan okumadım; öyle"Ustalar Aynayla Kapışır, Çıraklar Balonla Kaynaşır" yazısının devamını oku

MS Word “Götümü” Çizdi!

Birey, aşık olduğunda aşktan  ya da aşkının muhatabından sürekli bahseder mi? Bahsederse neden yapar bunu? Aşk dili çözen, gerçekliği düğümleyen bir rastlantı mıdır? İyi biliyorum aşk iyidir. Öylesine iyidir ki; hakkında konuşurken de ona dokunurken de cezbedici, tahrik edicidir. Azazel’den konuşmanın en yersiz olduğu anlarda çıkar dilden, dilin en bağlı olduğu noktada çözer uçkuru. İnsanlığın"MS Word “Götümü” Çizdi!" yazısının devamını oku

Dizimizin Dibinde Boğuluyor Müzik

Yaklaşık on yıldır kullandığım hoparlörlerimi değiştirmek için 11 aydır uğraş veriyorum fakat bir türlü hedefime ulaşamıyorum. Her birimizin tuhaf konularda acayiplikleri vardır ya; benimki de, konu müzik olunca istediğim sese, cebimdeki para oranında ulaşabilmek işte. Ulaşabildiğim her türlü sistemini, alamayacaklarım da dâhil olmak üzere, denemeye çalışıyorum. Yirmi bin İngiliz sterlinlikten bin lira olanına kadar elimde"Dizimizin Dibinde Boğuluyor Müzik" yazısının devamını oku

Mavi En Güzel Ritimdir

Rock ile ilgili müzik çalışmalarında  hem araştırmacılar hem de müzisyenler tarafından üzerinde uzlaşılmış bir gerçek vardır: Rock’ın temeli Blues’dur. Rock ile Heavy Metal’de Afro-Amerikalıların müzisyenler olarak ağırlığı ise görülür derecede değil göze çarpacak düzeydedir. Bir diğer genel kanı, gözlem ve düşünce ise  çoğu rock ya da metal sahnesine gönül vermiş birey Blues " âşığı" değildir."Mavi En Güzel Ritimdir" yazısının devamını oku

Kara Ciğerim Size Ne ?

Lucifer’s Friends’ten John Lawton Uriah Heep’e geçer; Black Sabbath  Ozzy Osbourne’a küser; Ronnie James Dio Sabbath’a evet eder; Cem Karaca Apaşlar ile atışır Resimdeki Gözyaşlar’ı kurur, Edip Akbayram Gaziantep’ten yetişir; Johnny Rotten Birleşik Kırallık'ta  Anarşi’yi haykırır; Bon Scott farklı dalga boyutuna geçince  Brian Johnson şapkasız çıkmaz olur; Steve Perry kendi “yolculuğuna” çıkıp  Arnel Pineda “kaptan”"Kara Ciğerim Size Ne ?" yazısının devamını oku