Ölüm ile Sarhoşluğum

Walter Benjamin, “Esrar Üzerine”de esrikleşmiş halet-i ruhiyesiyle şunları yazar: “Dün ölümün yakınlığı bana kendini bir tümcede tanıttı: Ölüm benimle sarhoşluğum arasında yatıyor.” ‘Ölüm’le arama giren sarhoşluğum; ben’i benden alan esrikliğimi kızdıran Ölüm… Biz bir üçlüyüz: Ben, sarhoşluğum ve Ölüm! Kaçtıklarımıza kızmaya ne de teşneyiz… İnsanı ne kadar kızdıran mevzu varsa, şeytan sanki hep oraya gizlenmiş…"Ölüm ile Sarhoşluğum" yazısının devamını oku

Sıkıcı Olmayan Bir Yerde Muhafaza Ediniz

Nietzsche “Tanrıların dahi can sıkıntısına karşı olan mücadelesi beyhudedir” der. Modern dünyanın en can yakıcı hastalığı olarak sıkıntıyla başa çıkmaya çalışan insan ise kendi kısır döngüsünü çoktan var etmiştir.  İnsanın doğaya galip gelmek için giriştiği teknolojik ilerleme ve ekonomik hırslarının sonucu ortaya olarak çıkan ve sürekli insanı tehdit altında olduğunu hissettiren dünyada can sıkıntısı, bununla"Sıkıcı Olmayan Bir Yerde Muhafaza Ediniz" yazısının devamını oku

Kim Öldürdü Ulan Beni?

Yüzleri kızardığında hislerini, kusana kadar içtiklerinde arzularını, yalnızlaştıklarında hiddetlerini gördüğüm iyi insanların diyarında başıboş, şaşkın, şuursuz gezindim bir süre. Ne onlar benim içime girebildi, ne de onlar bana izin verdiler. Üzerlerine çok düşündüm. En yeşil, en yalnız, en ürkütücü ormanlarının ortasındaki en sessiz ve ruhani mekânlarının kıyısında, ben ve gitarım çok “oynadık bahçelerinde”. Yanımızdan geçen"Kim Öldürdü Ulan Beni?" yazısının devamını oku

Civciv Ezilmez, Ancak Ezme ile Rakı İçilir…

Uzun zamandır kullandığım stereo amfiyi değiştirebildim sonunda. Gönlümden geçene cüzdanım elleşemedi, elleştiklerime gönlüm el vermedi. Nihayetinde ortasını buldum ikisinin, baş-kulak ettim gönlümü hoş edeni aldım. Velhasıl kelam iş bununla bitmedi. Bu sefer de hoparlörlerimi değiştirmek için acılı ve can sıkıcı bir yolculuğa çıktım. Acısı derin, can sıkıcılığı düşündürücüydü.  Öncelikle Ankara’da bu tip arayışlar her daim"Civciv Ezilmez, Ancak Ezme ile Rakı İçilir…" yazısının devamını oku

Gitar Arabesk’e Düşerse Taş Yağmaz

Onur Ünlü’nün “Sen Aydınlatırsın Geceyi” (2013) isimli son filminde, gökten taş yağmadan birkaç sahne önce Cemal (duvarlardan geçen ve arkalarını gören adam) ile An’ı durdurabilen Defne (kitapçı kız) arasında bir diyalog geçer. Defne,  hikâyesini yardım talep istemek için kurban seçtiği Cemal’e “hafiften” çarpıtarak anlattıktan sonra birkaç dize sıralar: Ne ilk ne de sonuncuyum Kahrediyor hayat"Gitar Arabesk’e Düşerse Taş Yağmaz" yazısının devamını oku

Tuzlu Fıstık da Biranın Yanında Ne iyi Gider Be!

“Yasadışı” ilk biramı on beş yaşında babamın nezaretinde Ankara Sakarya Caddesi Ayaküstü Piknik’te içtim. Orta hallice bir ev salonu kadar mekânda konumlandırılmış, kolların dayandığı üç tane bistroda, yaş ortalaması elli olan insanlarla birkaç bira çeşidinin içildiği bir Piknik’ti zihnimde kaldığı kadarıyla. Yıllar geçti aradan, hala ara ara içmeye giderim Ayaküstü’ne, her ne kadar büyüse, değişmiş"Tuzlu Fıstık da Biranın Yanında Ne iyi Gider Be!" yazısının devamını oku

Zeki Müren De Bizi Görüyor

1980 İhtilali’nden sonra görülmüş en diri, etkili ve renkli halk protestosunun halen devam eden an'larının hem “sefasını” sürüyor hem de “cefasını” çekiyoruz. On yılı aşkın süredir AKP İktidarının neden olduğu tahribatın yeşerttiği Direniş’in sefası yarattığı umuttan, yaratıcılıktan ve tekrar duyguların var olduğunu hatırlatmasındandır. Seksen öncesinde meydana gelen toplumsal olayların hafızalara “kardeşin kardeşi vurduğu” zamanlar olarak"Zeki Müren De Bizi Görüyor" yazısının devamını oku

Anti-Depresan Dersem Çık, Arabesk Dersem Çıkma Hey Somyalı!

Arabesk’in ne olduğunu uzun uzun anlatmanın ya da yazmanın yeri burası değil. Arabesk’e dair herhangi bir meramı, derdi, tasası, sorunu olanın ya da hezeyan içindekilerin ulaşabileceği birçok çalışma, karalama, çile duvarı hâlihazırda zaten mevcut. Son dönemde,  üzerine bolca kelam edilen Arabesk müzik, kültür, “kitle”, vb. hadiselerinin ağızlarda bıraktığı tat zaten iyice kaçmaya başladı. Turnusol kâğıdı"Anti-Depresan Dersem Çık, Arabesk Dersem Çıkma Hey Somyalı!" yazısının devamını oku

Kişisel Olan Politiktir! (Özgün Başlıksız Yazı)

 “[…] Bir Amon Düül[i] plağını dinlemek ve kasete çekmek için Apaçi Ayhan[ii] ile şehirlerarası yol kat ettiğimi dün gibi anımsıyorum.” (Murat Beşer[iii]) Murat Beşer, yukarıdaki cümlenin yer aldığı yazıyı paylaştığında kendisinden 15 sene daha gençtim.  Ben de bahsedildiğine  benzer olarak,  müziğe, müzikle ilgili görsellere, malzemelere ulaşmakta yaşadığım zorluklara fakat öte yandan beraberinde gelen heyecana ilişkin"Kişisel Olan Politiktir! (Özgün Başlıksız Yazı)" yazısının devamını oku

Beni Duyabiliyor musun?

Amour (*), Aşk’ta müziğin gıyabında var olduğu, coşkusuyla ise hayalete dönüştüğü bir Michael Haneke filmi.   Müziğe beslediğim aşkın topyekûn anlam kaymasını deneyimlediğim, nadiren müzik duyulan filmde konu zaten "apaçık" müzik değil. Ölüm döşeğindeyken çalınmasını istediğiniz müzikleri şimdiden –en azından benim yaptığım gibi- düşünüyorsanız yönetmenin hiç umurunda değilsiniz. Tüm gençliğim ve dinçliğimle şu an, ölüm"Beni Duyabiliyor musun?" yazısının devamını oku

Dinle, Sarsıl, Anla…

Comte de Sirvac, 18.yüzyılda ilk bisikletini yaptığında ne pedalı vardı ne de freni. Sadece iki tekerleği olan aracı, el ve ayaklarınızın yerden aldığı kuvvetle iterek hareket ettirebilirdiniz. Kas gücünüzün dışında hızı yaşamak için tek şansınız sıkı bir yokuştan aşağıya kendinizi bırakmaktı. Böyle bir durumda Sirvac bisikleti ile hızlı gidip genç ölmek garantiydi. Sadece tekerleklerin ve"Dinle, Sarsıl, Anla…" yazısının devamını oku

Neden Müzik Dinliyorum?

Bir seneyi aşkın süredir müzikle ilgili karaladığım bazı yazılarımı blog’umda paylaşıma açıyorum. İnternet sitesi teknik olarak hangi yazıların ne kadar okunduğunu ya da üzerine tıklandığını bildiriyor. Son üç aydır, ara sıra baktığım bu bildirilerde dikkatimi çeken bir şey var. En fazla ve sıklıkla, arama motorlarının yönlendirilmesiyle, okunan yazı “Neden müzik dinleriz? (Küçük bir dinleyiciden yanıt)[i]”"Neden Müzik Dinliyorum?" yazısının devamını oku

Şu Alkış Seslerini Susturun…

 Arabesk’in ne olduğunu anlatmanın da yazmanın da yeri burası değil. Arabesk’e dair herhangi bir meramı, derdi, tasası, sorunu olanın ya da hezeyan içindekilerin ulaşabileceği birçok çalışma, karalama, dertlenme, mektup hâlihazırda zaten mevcut. Son dönemde,  üzerine bolca kelam edilen Arabesk müzik, kültür, “kitle”, vb. hadiselerinin ağızlarda bıraktığı tat ise "acılaşmaya" başladı. Turnusol kâğıdı misali, bu mevzuya"Şu Alkış Seslerini Susturun…" yazısının devamını oku

Dr.Skull ile Hershey Yolunda

Müzik albümlerine kolay erişilebilir internetin, MP3’lerin cirit attığı zamanlar değildi seksenlerden doksanların ortalarına kadar. Hatırlıyorum da dinlemeye başladığımız birçok grubun içerisinde yer alan müzisyenin nasıl göründüğüne ilişkin dahi  herhangi bir fikrimiz yoktu. Albümlerin kendisine ulaşmak zaten başlı başına bir savaştı. Hatta o zamanlar şarkı sözleri her kaset kitapçığının ya da çekme kasetlerin içinden çıkmadığından sözlerin bulunduğu sayfaları"Dr.Skull ile Hershey Yolunda" yazısının devamını oku

Beyaz Giyme Söz Olur, YamYam Takıl “Cool” Olur!

Adım adım savaşa sürüklenirken bir ülke, itelenirken kan ve gözyaşına, yok mu ezgilendirecek, dillendirecek tek bir gitarla bu keşmekeşi?  Joe Hill’den Victor Jara’ya, Bob Dylon’dan Paul Robeson’a, Ünol Büyükgönenç’ten Ahmet Kaya’ya, Yaşar Kurt’tan Kudret Kurtçebe’ye; nice barış üfleyicileri gitti de yerlerini, “Yam yam Style”mı bıraktı? Hani “yamyamlık” bitmişti de “cadılar” avlanmaz olmuştu modern dünyamızda! Savaş"Beyaz Giyme Söz Olur, YamYam Takıl “Cool” Olur!" yazısının devamını oku

Herşey Dahil Mantar Sote

İki birey evlenmeye karar verdiklerinde başlarına geleceklerden haberdardır. Bilirler ki, tetiklenen süreç artık onların nefes almalarına izin vermeyecek denli yorucu ve sancılı ilerleyecektir. Sürecin de nihayete varması, ya bir nikâh salonunda ya da düğün esnasında mümkün olur. Gelin ile damat süreçten o kadar yorgun çıkar ki, nikâh ya da düğün bir nevi “tatil” gibi gelir"Herşey Dahil Mantar Sote" yazısının devamını oku

“Duyumsuyorum” O Halde Tuzum Kuru…

Dünyanın birçok ülkesinde düzenlenen, binlerce insanın beyazlar giyinerek, kendilerini elektronik dans müziğinin kollarına bıraktığı Sensation: The Wicked Wonderland, 13.Ekim’de Ataköy Atletizm Salonu’nda vuku bulacak. Çok büyük mekânlarda, beyazlar içinde “duyumsanan” bu “kötücül harikalar diyarı” aslında clubbing’in ulaştığı en küresel organizasyonlarından biri. Organizasyon adı olarak sensation’ın seçilmesi, clubbing kültürü açısından önemli bir husus. Duyumsamak olarak çevirebileceğimiz"“Duyumsuyorum” O Halde Tuzum Kuru…" yazısının devamını oku

Pisuarımın Köşesi Pek Yok Düğünün Neşesi!

Bir arkadaşımızın yaz gecesindeki düğününde masa altından votka içmek zorunda kalıyorsak, zaman artık bildiğimiz zaman değildir. Hele ki nikâh masasına oturmuş arkadaşımız, okul yıllarını masaların üzerinde, elinde tekilayla dans ederek geçirmiş birisiyse durum daha da anlaşılması güç bir hal alacaktır. Tek başına düğün, her memlekette, ülkede, kültürde kendine has bir patikayı izleyen zaten çok karmaşık"Pisuarımın Köşesi Pek Yok Düğünün Neşesi!" yazısının devamını oku

Dev Mürekkep Balığı Büyük Beyaza Karşı

Benim için öyle gruplar vardır ki varlıkları müziğe aynı heyecanla âşık kalmamı sağlar. Bu grupları kimi zaman şans eseri bulurum kimi zamansa dostlarımın tavsiyeleri ile. Bu yazıda bahsedeceğim ve ilk günden beri aslında hakkında yazmak istediğim grup 2 sene önce tesadüfen keşfettiğim Giant Squid. Kısaca bu tesadüften bahsederek yazıyı geliştirmek istiyorum: Uzun yıllardır, denizde yaşayan"Dev Mürekkep Balığı Büyük Beyaza Karşı" yazısının devamını oku

Sürgündeki Shiva

PC oyun müzikleri yapan, Darkseed’in (Alman gothik/metal grubu) vokalisti ve bestecisi Stefen Hertrich, Betray My Secrets (1998) isimli grup/projesi, belki de metal müzik tarihindeki yegâne etnik metal albümüdür. “Yerli Amerikalı” müziğinden Uzak Doğu’ya uzanan bir ezgi zenginliği sunan çalışmanın baş mimarı Hertrich, 2003 yılından bugüne Shiva in Exile isimli gothik/elektronik/new age müzikler yapan bir başka"Sürgündeki Shiva" yazısının devamını oku