Kaos’un Kutsal Kitabı (Caraco)

Eaten-Back-to-Life-107826093513[…] Fikirler insanlardan daha canlı olduğundan, fikir­lerle yaşar insanlar ve onlar için ölürler gıklarını çı­karmadan. Oysa, tüm fikirlerimiz katildir, hiçbir fi­kir nesnelliğin, ölçünün ve tutarlılığın yasasına uy­maz, ve bizler, bu fikirleri sürdüren bizler, otomatlar gibi yürürüz ölüme. Önce gençlerimiz ölecek, onlar kendilerinin ritüel kurban olduklarını biliyorlar, on­lar evreni anlamdan yoksun diye yargılıyorlar, onla­rı onaylamazlık edemeyiz, giderek daha fazla kötü niyetli oluyoruz ve cevap verirken tökezliyoruz. Ar­tık ne diyebiliriz ki onlara? Diyalog imkânsız, çünkü onlar haklılar ve onlar da delilerle, sersemlerle ve yalancılarla aynı yazgının içine kapatılmışlar. Yeni Vahiy bize ne kadar gerekli gelirse gelsin, öncelikle skandalın patlak vermesi gerek, canice fikirlerimizin kötücüllüklerini ortaya sererek çılgınlıklarını tüket­meleri gerek, biz felaketi es geçecek değiliz, felaket düzenin içinde ve biz de onun suç ortaklarıyız, fela­keti reforma tercih ediyoruz, dünyayı yeniden düşünmektense kendimizi feda etmeyi tercih ediyoruz; bu dünyayı ancak harabelerin ortasında yeniden dü­şüneceğiz. […]

Ustalarımız bizim daima düşmanlarımız oldular ve şimdi ustalarımız her zamankinden çok yanılgı içindeler, çünkü bizim bu kadar kalabalık olmamız onların hatası; yüzyıllardır ve hatta binlerce yıldır işe koşabilecekleri ve ölüme sürükleyebilecekleri astlarının çoğalmasını istiyorlar. Dünyanın parça­landığı ve insanların toprak sıkıntısı çektiği günü­müzde, doğan bu milyarların ihtiyaçlarını karşıla­mak bahanesiyle, onların düşü elli katlı evler inşa et­mek ve ökümen’i sanayileştirmek, çünkü onlara -kendi iddialarına rağmen- her zaman ve her zaman daha fazla canlı gerekiyor, içinde tükendiğimiz Ce­hennemi sistemli biçimde örgütlüyorlar, düşünme­mizi engellemek için bize aptalca gösteriler öneri­yorlar, duyarlılığımızı barbarlaştıran ve idrak gücümüzün sonunda yok olup gideceği gösteriler; hiçbir şatafattan kaçınmadan ve kendi manyaklıklarına yön vererek bu oyunları kutsayacaklar. Bizans sirkine ge­ri dönüyor ve gerçek sorunlarımızı unutuyoruz, ama o sorunlar bizi unutmuyor, yarın tekrar karşımıza çı­kacaklar ve biz şimdiden biliyoruz, bu sorunlar çö­zümsüz kaldığı sürece savaşa gideceğiz.

Karanlık Her Aralıkta Aramıza Sızar

Bende sığar iki cihan, ben bu cihana sığmazam
Yersiz, yurtsuz cevher benim, hiçbir mekana sığmazam

Hem sedefim hem inciyim, Sırat’tan da geçiciyim
Bunca atlas kumaş ile ben bu dükkana sığmazam

Gizli hazine benim işte, göz önünde olan da ben
Maddenin cevheri benim, dağa, ummana sığmazam

Can ile cihan benim, dünya ile zaman menem
Ama ne dünyaya, ne zamana sığmazam

Yıldızlara felek benim, vahiy ile melek benim
Çek dilini dilsiz kesil, ben bu lisana sığmazam

Zerre benim güneş benim; çar penc û şeş sırlar benim
Her şey açık ve meydanda, ben bu meydana sığmazam

Ateşteki ağaç benim, dönüp duran şu taş benim
Bak şu ateş yalımına, ben bu yanana sığmazam

Şeker benim, bal da benim. Güneş benim ay da benim
Herkese can bağışlarım, ama ben cana sığmazam

Gerçi bugün Nesimi’yim, Haşimi’yim Kureyşî’yim
Bundan uludur ayetim; ayete şana sığmazam

Yorum bırakın